Yalnızdık.
Yalnızlaştık.
Yalındık.
Yanlıydık.
Yanlıştık.
Yakındık.
Yandık.
Kalabalıkları cımbızlarla seçe seçe tenhalaştırdık.
Oyunu kuralına göre oynamadık sandık.
Yandık.
Yandık sandık.
Yanıldık.
Tenhalarımıza yakıldık.
Tenhaları kalabalıklaştırdık.
Bendik.
Bencildik.
Yandık, yanıldık.
Mızıkçılık yapıp kabul etmedik yandığımızı,
Bi’ hakkımız daha olmalıydı,
Oyuna yeniden başlanmalıydı.
Çünkü mahalle de bizimdi oyun da.
Biz ne dersek o olmalıydı.
Olmadı.
Kırdık.
Kırıldık.
Birkaç satıra sığacakları kelime kelime yazdık.
Alt alta ve kelime kelime.
Her kelimenin sonuna nokta koyup bi’ satır atladık.
Aldattık.
Aldatıldık.
Noktaların sonu gelmez sandık.
Kalemimiz nokta koymaktan yorgun.
Uçları kırık ve güçsüz.
Kördük.
Körü körüne kördük.
Cümle sonu kafiyesini bulana kadar sürdürdük.
Cümle sonları hiç gelmez;
Bi’kaç kelimelik satırlara cümle denmez.
Sıkıldık.
Sıkıştırıldık.
Birbirimizden sıkılmaktan sıkıldık.
Çözüm bulamamaktan ve derdi, öfkeyi, hüznü, aşkı, sevdayı,
ölümü ve göçü anlatmaktan aynı yüze…
Bunlardan sıkıldık, yüz aradık yenisinden.
Yüz bulamadık; doksan dokuza gelemeden.